18 Şubat 2013 Pazartesi
Çocuklarımıza Sahabe-i Kiramı Öğretmeliyiz 2 ..
Selamun Aleyküm ve Rahmetullahu Ve Berakatühü
Eğitimde eğer öğretici yeterli donanıma sahip değil ise karşısında ki yeterli seviye de faydalı olamaz. Bunun için çocuklarımıza eğer bir şeyler öğretip ona faydalı olabilmek istiyorsak öncelikle eğiticinin kendisini geliştirmesi gerekir. Kendini bir çok konuda belli bir donanıma sahip konuma getirmelidir. Özellikle İslami konularda bu hassasiyet en yüksek seviye de olmalı. Çünkü yapılan yanlışlıklar kişiyi ya da çocuğu İslam a yaklaştırmak yerine onu daha çok soğutmaya neden olabiliyor.
Daha 2 3 yaşlarda ki çocuğun kendine en çok örnek aldığı kişiler anne ve babalardır. Onun dünyası sizsinizdir. Size bağlıdır. Dikkat ederseniz sizin yaptıklarınızı yapmaya çalışırlar. Bir de o yaşta ki çocuklarda taklidi iman durumu vardır ki buna şöyle bir misal verelim ; Evde eğer çocuk sizin namaz kıldığınızı görüyorsa bir müddet sonra yanınıza gelip sizinle birlikte yatıp kalkmaya başlar. Sadece sözde kalmayıp uygulamaya geçen her davranış çok daha etkilidir. Bu yüzden eğer çocuğa bir şey öğretmeye çalışıyorsanız lütfen siz de o özellikler bulunsun ki çocukta aklına yatmayacak bir durum oluşmasın.
Ebeveynlerin en önemli sorunu çoğu İslami konu da olduğu gibi bu konu da yetersiz olması. Ki Peygamber Efendimiz (S.A.v) den sonra örnek alabileceğimiz değerli insanlardır Sahabe – i Kiram…
Kur’an dan bir ayet…
“Muhammed, Allah’ın Resûl’üdür. Onunla beraber bulunanlar da kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında ise pek merhametlidirler. Sen onların rükû ve secde ettiklerini görürsün. Onlar, Allah’ın lütfunu ve rızasını ararlar. Yüzlerinde ise secde izi vardır. Onların Tevrat’taki vasfı budur. İncil’deki vasıfları ise şöyledir: Onlar filizini çıkarmış, sonra gitgide kuvvet bulmuş, kalınlaşmış ve gövdesi üzerinde yükselmiş bir ekine benzer ki, ekincilerin pek hoşuna gider. Allah’ın onları böylece çoğaltıp kuvvetlendirmesi, kâfirleri öfkeye boğmak içindir. Onlardan iman eden ve güzel işler yapanlara Allah mağfiret ve büyük bir mükâfat vaat etmiştir.”[1]
"İnsanların en hayırlıları, benim şu içinde bulunduğum asırda yaşayanlardır. (Ak Çağ bu aydınlık çağdır) sonra onların peşinden gelenler (tâbiîn), daha sonra da onların peşinden gelenler ( tâbiîn). Onlardan sonra (kötü) bir nesil gelecek. Birinin şehadeti yeminini, yemini de şehadetini geçecektir."[2]
16 Şubat 2013 Cumartesi
Teheccüd Namazının Fazileti
Teheccüd Namazının Fazileti
Sorularla islmiyetten alıntıdır. Bu yazıyı okuyupta teheccüd için kalkmaya çalışmayan kimse kalmaz sanırsam :)
Peygamber Efendimiz (s.a.s), Sahih-i Müslim`de Ebû Hureyre (r.a)`dan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte teheccüd namazının en faziletli vaktini şöyle belirtmiştir:"Farz namazdan sonra en faziletli namaz gece namazıdır. Geceyi iki kısma bölersen son kısmı namaz için en faziletli vakittir. Eğer geceyi üçe bölersen ortası en faziletli vakittir" (Tecrid-i Sarih Terc. IV, 16).
Teheccüd namazı çok faziletli bir namazdır. Kur`an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde teheccüd namazı kılmaya teşvik edilmiş ve bu namazı kılanlar övülmüştür. Yüce Rabbimiz geceleyin kalkıp teheccüd namazı kılanlar hakkında şöyle buyurur:"Onların yanları yataklarından uzaklaşır (teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için gözlerini aydınlatıcı ne güzel (nimetlerin) saklandığını hiç kimse bilmez" (es-Secde, 32/16-17).
Ebû Hureyre (r.a)`dan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin kalkıp namaz kılan ve karısını uyandırarak ona da kıldıran, şayet kalkmak istemezse yüzüne su serpen erkeğe Allah rahmet eder, (günahlarını bağışlar). Yine geceleyin kalkıp namaz kılan ve kocasını uyandıran, kalkmak istemezse yüzüne su serpen kadına da Allah rahmet eder (günahını bağışlar)" (Ebû Davûd, Salâtü`tTatavvu`, 18).
Hadis-i şerif insanı teheccüd namazı kılmaya teşvik ettiği gibi, aile fertlerini kaldırıp onlara da bu faziletli namazı kıldırmaya teşvik etmektedir.
Yine Ebû Hureyre ve Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) Peygamber Efendimiz (s.a.s)`in şöyle buyurduğunu rivâyet etmişlerdir: "Kim geceleyin uyanır ve karısını da uyandırarak beraberce iki rekat namaz kılarlarsa, Allah`ı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar" (Ebû Davûd, Vitr, 13). Allah`ı çok zikreden erkek ve kadınlar ise Allah`ın mağfiret ve mükâfatına nail olacaklardır. Kur`an-ı Kerimde onlar hakkında "Allah`ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar, işte Allah bunlar için bağış ve büyük mükâfat hazırlamıştır" (el-Ahzab, 33/35) buyurulmuştur.
Bir kimse itiyat haline getirdiği teheccüd namazını özürsüz yere terketmemelidir. Hz. Âişe validemizin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Gece namazını terketme. Çünkü Resulullah (s.a.s) onu terketmezdi. Hasta ve yorgun olduğun zaman oturarak kılardı" (Ebû Davûd, Salatu`t-Tatavvu`, 18) Yine Hz. Âişe validemiz, "Resulullah (s.a.s)`e namazın en sevimlisi az da olsa devam edileni idi. Resulullah (s.a.s) bir namazı kılmaya başladığı zaman ona devam ederdi" demiştir (Buhar, Savm, 52).
Teheccüd namazı çok faziletli bir namazdır. Kur`an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde teheccüd namazı kılmaya teşvik edilmiş ve bu namazı kılanlar övülmüştür. Yüce Rabbimiz geceleyin kalkıp teheccüd namazı kılanlar hakkında şöyle buyurur:"Onların yanları yataklarından uzaklaşır (teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için gözlerini aydınlatıcı ne güzel (nimetlerin) saklandığını hiç kimse bilmez" (es-Secde, 32/16-17).
Ebû Hureyre (r.a)`dan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin kalkıp namaz kılan ve karısını uyandırarak ona da kıldıran, şayet kalkmak istemezse yüzüne su serpen erkeğe Allah rahmet eder, (günahlarını bağışlar). Yine geceleyin kalkıp namaz kılan ve kocasını uyandıran, kalkmak istemezse yüzüne su serpen kadına da Allah rahmet eder (günahını bağışlar)" (Ebû Davûd, Salâtü`tTatavvu`, 18).
Hadis-i şerif insanı teheccüd namazı kılmaya teşvik ettiği gibi, aile fertlerini kaldırıp onlara da bu faziletli namazı kıldırmaya teşvik etmektedir.
Yine Ebû Hureyre ve Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) Peygamber Efendimiz (s.a.s)`in şöyle buyurduğunu rivâyet etmişlerdir: "Kim geceleyin uyanır ve karısını da uyandırarak beraberce iki rekat namaz kılarlarsa, Allah`ı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar" (Ebû Davûd, Vitr, 13). Allah`ı çok zikreden erkek ve kadınlar ise Allah`ın mağfiret ve mükâfatına nail olacaklardır. Kur`an-ı Kerimde onlar hakkında "Allah`ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar, işte Allah bunlar için bağış ve büyük mükâfat hazırlamıştır" (el-Ahzab, 33/35) buyurulmuştur.
Bir kimse itiyat haline getirdiği teheccüd namazını özürsüz yere terketmemelidir. Hz. Âişe validemizin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Gece namazını terketme. Çünkü Resulullah (s.a.s) onu terketmezdi. Hasta ve yorgun olduğun zaman oturarak kılardı" (Ebû Davûd, Salatu`t-Tatavvu`, 18) Yine Hz. Âişe validemiz, "Resulullah (s.a.s)`e namazın en sevimlisi az da olsa devam edileni idi. Resulullah (s.a.s) bir namazı kılmaya başladığı zaman ona devam ederdi" demiştir (Buhar, Savm, 52).
Teheccüd namazı Hz. Peygamber'e farzdır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:"Ey Muhammed! Gecenin bir bölümünde uyanıp, sırf sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere, Kur'an'la gece namazı kıl. Rabbinin seni Makam-ı Mahmuda erdireceğini umabilirsin" (el-İsrâ,17/79). Bu namaz diğer müslümanlara sünnet veya müstehap derecesindedir.
9 Şubat 2013 Cumartesi
Müslümanın Boş Vakti Olur Mu ?
Selamun Aleyküm Ve Rahmetullahu ve Berakatuhü
Müslümanın Boş Vakti Olur Mu ? Ben cevap vereyim olmaz. Bir dakikasını bile boş geçiremeyeceğimiz değerli sürekli akıp giden bir zamana sahibiz. Bizim boş vaktimiz yok. Sadece öyle olduğunu sanıp vakit öldürüyoruz. Müslümana ilim öğrenmek farz. Bir çok konu da kendini geliştirmeli. Eğer yaptığımız bir çok görevi anlamsız bilmeden yapıyor isek kesinlikle boş vaktimiz yok.
Tabi bunda dış dünya da bizi çok etkileyen bazı imtihanlar var. Ben imtihan diyorum çünkü imtihan olduğunu düşündüğünüz zaman o meşgul olduğumuz şeyler de aklımıza sürekli Allah gelecek. Vaktimizi öldüremeyeceğiz boşa.
İlk olarak teknoloji. Teknoloji evet hayatımızda biz de zaman kazandırdığı yerler oldu. Misal çamaşır makinası iş ve zamandan bize tasarruf sağlıyor ama bu aletin bizde açtığı zaman yerini bir teknolojik alette harcıyor. Nedir bunlar ? Tabi ki cep telefonu ve bilgisayar (internet) . Artık öyle bir hale gelmişiz ki bunları kullanırken onlar bizim hizmetçimiz durumunda değil. Hayatımızı her anımızı ona göre ayarlar olduk. Eğer siz namazınızda okuduğunuz daha Fil suresinin anlamını bilmiyorsanız eğer sizin boş vaktiniz yoktur açıp onu öğrenmek zorundasınız. Eğer müslüman isek ilim öğrenmek farzdır .
Birde kendinize sorun bunlar bana ne katıyor ?
Hz. Ömer (RadıyAllahu Anha) nın dediği gibi "Ben bugün Allah için ne yaptım ?" deyin. Eğer cevabınız sizi gerçek manada mutlu ediyorsa sorun yok. Ve artık yaşamınız öyle bir hal alsın ki "ben bugün Allah için ne yapmadım ?" sorunuz bu olsun.
Eğer size birşey kattığını düşünüyorsunuz vaktinizi öldürebilirsiniz.
Önce cep telefonu ile başlamak istiyorum. Aslında ona cep telefonu değil el telefonu demek daha doğru olacak. Çünkü kimsenin elinden düşmüyor ne yazık ki. Ve şöyle bir sorun var sadece vakit öldürmek ile kalmıyor size bir çok açıdan zarar veriyor. İnsan fıtrat gereği bir çok şey de en iyisini ister. Telefon alacağında en iyisini almak için uğraşıyor. Ama 1 yıl sonra aldığı en iyi değerini kaybediyor. Bu sefer diğerini almak istiyor. Bu insan da bir hırsa sebep olduğu gibi israfa da yol açıyor. Bir telefona 2 bin lira vermek yerine daha cüzi bir miktar para verip yardıma muhtaç olan insanlara yardım edilebilir misal. Ben kendimde şöyle bir karara vardım. Telefonum günün 3 te 2 si kapalı . Bazen gün boyunca açmıyorum bile. Çok önemli bir insan değilim :D Zaten açtığımda mesajdır, arama geçmişi olsun geliyor. Önemli olduğunu düşündüğüm konularda geri dönüp o kişiye arıyorum. Gereksiz sohbetler uzayan sohbetler bana bir şey katmıyor değerli vaktimi öldürmekten başka.
Bir diğer sorun tabi ki de internet. Artık öyle bir hal almış ki bizde gün de 5 10 dk da olsa bakalım. Lakin bu daha çok sosyal ağlardan kaynaklanan bir durum. Nereye gidildiği, ne yapıldığı , ne alındığı ve nasıl fotoğraf çekinildiği vs. Bunlar vakit öldürmek ile kalmıyor işte. Bazen gösterişe, garip hareketlere sebep oluyor. Sosyal ağlar o kadar çok vaktimizi alır olmuş ki ne yazık ki. Facebook ve twitter önde gelenleri. İnsanlarda kendini reklam yapma özelliği oluşmuş ve bu bazen ailelerin yıkılmasına sebep oluyor ne yazık ki . [ Aynı şekilde TVde çok etkili bu konuda] Benim çok fazla vaktimi yok ettiğini düşündüğüm için face ve twitter adreslerimi kapattım . Uzun bir müddet açmayı düşünmüyorum. Zamanımı öldüren beni Rabbimden uzak durduran bir şey olsa ne olmasa ne . Nurettin Yıldız hocanın dediği bir şey var bu internette edep tuşu yok. Ne kadar doğru bir söz. Siz ne kadar çok dikkatli olmaya çalışırsanız çalışın. Bir çok sitede reklam vs illaki karşınıza çıkıyor.
Hani kullanılmasın demiyorum ama sizide dejanere edip vaktinizi öldürmesin. Ne katıyor size ? Bunu düşünün.
Bir müslüman olarak ben kendimden örnek vereyim bir çok konu da hala çok bilgisizim. Sürekli kendimizi geliştirmek gerekirken gündelik olaylarla bize bir şey katmayan konularda bu vakit öldürmek neden ? Bu da bir israf değil mi ? Rabbim bize bunun hesabını sormayacak mı ? Evet eğlenmeyin farklı aktiveteler de yapmayın demiyorum ama herşeyin normali makul. Sinemeya gidin arada nete de bakın ama abartılı olmasın bu. Siz onun hizmetçisi olmayın o sizin hizmetçiniz olsun.
Hayatımızı öyle planlı bir hale getirmeli ki insan yaptığı işlerde hem vicdani rahatsızlık hissetmesin hem de boş ölmesin .
Aslında çok geniş çaplı konu bu sadece bunlar değil bir çok şey vaktimizi öldürüyor. Bunu da sonra yazarım :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)